Bu tür çocuk ameliyatlarında öncelikle çocuğun hasta olmaması gerekir. Bazen aileler çocuğun Boğaziçi hocam hemen al diyorlar. Böyle olmaz. Mutlaka çocuğun sağlıklı bir dönemini yakalamamız gerekir. Ameliyattan evvel aç olacak tabii biliyorsunuz. Akşam on ikiden sonra yine bir şey yemeyecek sabah. Kan tetkikleri yapılıyor. Anestezi uzmanımız görüyor. Ve ameliyata alıyoruz. Ameliyatta çocuk korkmasın diye bazı ilaçlar veriyoruz. Hani huzursuz olmasın. Aileden koparak çekerek almayalım diye ona bazı ilaçlar veriyoruz. Çocuk böyle sakinleşmiş ve korkmayarak hatta gülerek bizim yanımıza geliyor. Ameliyatı genel anesteziyle yapıyoruz. Yani uyuyor, canı yanmıyor. Artık anestezi çok ilerledi, eskisi gibi değil. Uyanması daha kolay oluyor. Riskler çok çok azaldı. Hani bunda korkacak bir şey yok. Kendi çocuğum için de aynı şeyi söylerim geçerli. Ameliyatta önce ilk yaptığımız şey bademcik ameliyatını anlatayım. Burada birçok çeşitli teknikler var. Elimizde birçok hastanede hepsi de neredeyse var bunların. Hangisi uygunsa, hangisi o hasta için daha iyi olacaksa onu seçiyoruz. Hem bir sadece saplarını tek bir teknik yaparım diye yapmam. Bu doğru değil. İşte termal benlik var. Isı kontrollü sistemler var. Birçok teknik var. İşte soğuk bıçak teknikleri var. Biz bunları kendimiz seçiyoruz. Bu işin biraz bizim aslında bize kalan kısmı çünkü her tekliğin kendine göre kullanılma alanları var. İlla bunu yaparım. Dediğim gibi biraz fazla kendimizi bir kutuya sokmak oluyor. Doğrusu neyse onu yapıyoruz. Önce bademleri alıyoruz. Ondan sonra geniz eti işlemlerimiz yapılıyor. Sonra kulağa tüp takıyoruz. Kulağa tüp dediğim sadece zarı çizerek yapılan ve işte başka bir dikiş olmadan, kulağın arkasından kesmeden, kulağın içinden yapılan bir işlem. Zor ve korkutucu bir işlem değil. Onda korkacak bir şey yok. Daha sonra hastamız ameliyat ortalama bu eğer üçü beraberse bir saat kadar sürüyor. Eğer bazen bademcikleri almıyoruz. Bazen kulağa tüp takmıyoruz. Bu tamamen hastanın neye ihtiyacı olduğuna bağlı olarak değişir. Buna göre ameliyat süreleri değişiyor. Bu ameliyatlardan sonra anestezinin etkisi de bir iki saat bir huzursuz dönem oluyor, uyanma dönemi oluyor. Bu da normaldi tabii. Daha sonra da beslenmeye başlıyoruz. Bu beslenmede yumuşak şeyler, dondurma çocukların sevdiği soğuk, süt, işte muhallebi o tür şeylerle besliyoruz, meyve suları. Üç dört saat hastanede takip ediyoruz. Ondan sonra eviniz, evinize gönderiyoruz. Birinci gün ve yedinci gün iki kez kontrole çağırıyoruz. Bademcik ameliyatlarında bir hafta okula gitmemesini salık veriyoruz. Genellik ameliyatlarında iki gün yeterli oluyor. İki gün sonra okulun hayatına başlayabilir. Tüpün takipleri de şöyle oluyor. O tüp kendiliğinden atan bir tüp. Yani tamamen ömür boyu kulakta kalmıyor. Ortalama altı ayla bir yıl civarında o tüp zar iyileştikten sonra kendine devriliyor. Biz sadece devrilmiş zardan altmış tüpü dışarıdan alıyoruz. Yani zardan biz çekmiyoruz. Canına hiç yanmıyor çocuğun. Ameliyattan sonra işte üç ayda bir de bu tüplerine bakıyoruz. Çalışıyor mu? Açık mı? Tıkalı mı? İşte bir kabuk var mı diye. Birkaç kez kontrole çağırıyoruz. Genelde çok başarı olduğunu çok güzel ameliyatlar. Her ameliyatın tabii riski var ama bunlardan çocuk ameliyatlarından sonra hemen hastalara ilk gece işte hocam çok iyi uyuyor, gece horlamıyor, artık nefesi durmuyor. Sabah daha iyi uyanıyor diye geri bildirimler alıyoruz. Çocuk uyumayınca ajite olur, saldırgan olur. Erişkin uyumadığı zaman bütün gün gözleri kapanır, esner durur. Çocuk tam tersi saldırgan ve karakteri tamamen huyu değişir. Bu çocuklarda da huyu değişiyor. Yani uyuyan, horlayan ikide bir nefesi duran, apnesi olan çocuğun hayat kalitesi çok düşer. Ailenin de düşer doğal olarak. Onun için bu tedavilerden sonra mucizevi şeyler oluyor. Çocuk altı ay sonra bakıyoruz kilo almış, boyu uzamış. Işitmesi güzelleşmiş, okul başarıları artmış. Gereken doğru müdahaleyi yaptığımız hastalarda çok iyi sonuçlarla, mutlu çocuklarla, mutlu ailelerle karşılaşıyoruz. Herkes mutlu olsun istiyoruz.